Bu Blogda Ara

7 Mayıs 2007

BUNLARI BİLİYORMUSUNUZ?

~~Kuyumculuk kelimesinin; Çağatay lehçesinde “tunç dökümü” anlamına geldiğini ve kuyum sözcüğünün, altın gümüş gibi metalleri ateşte eritip çekiçle şekillendirerek yapılan süs işlerine denildiğini, kuyumculuğun ise, kıymetli metal ve taşlarla süs eşyalarını imal etme sanatına verilen ad olduğunu biliyor musunız?.


~~Altının kimyasal sembolü olan Au’nun, Latincede “parlayan şafak” anlamında bir kelime olan. “Aurum” dan geldiğini biliyor musunuz?.


~~Altının saflığı dünyada genelde üç ayrı sistemle ifade edilir ve ağırlığında ons esas alınır.



~~1ons’un yaklaşık 31,1 gr olduğunu biliyor musunuz?


~~Altının erimesi için gereken sıcaklığın 1063 C olduğunu biliyor musunuz?

~~Gümüşün en çok, ABD’de (Arizona, Utah, Colorado), Kanada, Rusya, Peru ve Güney Afrika’da, ülkemizde de Kütahya, Gümüşköy, Aktepe’de üretildiğini biliyor musunuz?


~~Elmasın dünya üzerinde bilinen en sert mineral olduğunu, Yunanca bir terim olan ve “hükmedilemez” anlamına gelen “adamas” kelimesinden geldiğini biliyor musunuz?


~~Her elmasın eşsiz olduğunu ve hiçbir elmasın diğerinin aynısı olmadığını biliyor musunuz?


~~Tek bir elmasın bulunabilmesi için bir evi dolduracak kadar toprağın elenmesi gerektiğini biliyor musunuz?


~~Pırlanta’nın, elmasın 57 fasetli kesime verilen ad olduğunu biliyor musunuz?.


~~Mücevher haline getirilen pırlantaların %5’inden azının 1 karattan daha büyük olduğunu biliyor musunuz?


~~En genç elmasın 900 milyon yaşında, en yaşlısı ise, 3,2 milyar yaşında olduğunu, elmasların her birinin benzersiz olduğunu biliyor musunuz?


~~İlk kez 16’ ncı yüzyılın sonunda Venedikli Vincenzo Peruzzi’nin 57/58 fasetli pırlanta yontumu yaptığını biliyor musunuz?


~~Elmasın ölçü birimi olan karatın anlamının keçiboynuzu ağacının tohumlarından geldiğini, ve bunların değerli taşların ağırlığını ölçmede kullanılan standart bir ölçü birimi olduğunu biliyor musunuz?.


~~İlk zümrütlerin İÖ 650’ lerde Yukarı Mısır’da elde edilip işlendiği biliyor musunuz?.


~~Resmi olarak basılan ilk altın para, Anadolu’da Lidya Kralı Croisus (Karun) tarafından darp edildiğini biliyor musunuz?


~~Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman gibi çok önemli Osmanlı Padişahlarının şehzadelikleri sırasında kuyumculukla uğraştıkları biliyor musunuz?


~~Dünyanın ilk kapalı alışveriş merkezinin 1467 yılında kurulan Kapalıçarşı olduğunu biliyor musunuz?



~~Sol elin dördüncü parmağına pırlanta yüzük takma geleneğinin eski Mısırlılardan geldiğini biliyor musunuz?


~~Yaklaşık 10 gr ağırlığındaki bir altın kütlesinin 11m²’lik bir alanı kapsayacak genişliğe ulaşıncaya kadar dövülebileceğini biliyor musunuz?

Kuyumcu Sozlugu


Ağartma: Altın gümüş eşyaların sulandırılmış sülfirik asit (Zaç Yağı) içerisinde temizlenip oksitlerinden arındırılması.

Ajur: Altın veya gümüş levhaların üzerine yapılan motiflerde kıl testere ile lüzumsuz yerlerin boşaltılarak kafeslerin açılması işlemidir.

Akışkanlık: Erimiş alaşımın kalıba iyi akabilme ve kalıbın tam şeklini alabilme özelliğini gösteren karmaşık özellik. Genellikle, aşırı ısıyla ve oksitlenme olmadığında artar. Çok çeşitli deneysel döküm test parçaları tarafından değerlendirilir.

Alaşım, Alaşım Yapmak: İki ya da daha fazla sayıda metalin, bileşen metallerin ayrı ayrı olduğundan daha iyi ya da daha dengeli özelliklere sahip olacak şekilde genellikle bir arada eritilerek oluşturulmuş bileşimi.

Alaşım: İki veya üç cins metalin muhtelif oranlarda karıştırılıp eritilmesiyle meydana gelen karışım

Alçı: Erimiş altın alaşım elde edilmesi ve modelin tam ayrıntılı olarak kopyalanması için, hızlı-çöken silis cürufu ve bağlayıcının (etil silisat ya da asit fosfat), form elde etmek için plastik ya da mum model tarafına dökülüp yakıldığı refrakter kalıp.

Alefi: Elmasın pırlanta kesiminde tabla üzerinde oluşan fasetlere verilen isim

Alet ve Malzemeler: Aralarında mandal, kopça, küpe eli, kanca, döner kanca gibi araçların da bulunduğu altın takı montajına uygun olarak piyasada bulunan bileşen ya da el yapımı parçalar

Amalgam: Metallerin civa ile yaptığı alaşım

Amnyant: Altın-gümüş objelerin üzerine konularak kaynak işlemlerinin yapıldığı yanmaz kağıt

Ana Metal: Altın, gümüş ve platin grubu metaller dışındaki hemen tüm metaller (örneğin; bakır, nikel, çinko). Ancak, alaşım bir araya getirme ya da kaplama yapılan değerli metallerle de ilişkilidir.

Anot: elektroliz işlemlerinde kullanılan (+) kutup

Anot: Elektro kaplama/elektroformlama işleminde metal temin eden pozitif elektrot.

Anti-Eritken Madde: Bir takım alanlarının kaplanması için kullanılan ve kaynağın ıslanmasını ve akmasını önleyen bir bileşik.

Astar: Külçe altın veya metal levhalarının silindirde inceltilerek işlenmeye hazır hale gelmiş hali

Aşırı Isı: Döküm sırasında akışkanlık kazanması için bir metalin ya da sıvılaşmış bir alaşımın erime noktasının üzerindeki ekstra sıcaklık marjıdır ve erimiş metalin vaktinden önce donmaksızın kalıbı doldurmasını mümkün kılar.

Ayar (Karat): Altının saflık ölçüsü; 24 ayar (karat) = %100 (saf) örneğin; 18 ayar (karat) = 18/24 %75 altın metal içeriği. Ayrıca, değerli taşların ağırlık birimidir; 1 karat = 100 nokta = 0.2 gram.

Ayar Damgalama: Altın, gümüş ve platin parçalarının saflığının belirtilmesi için, İngiltere Ayar Damgalama Yasasına tabi UK altın ayarlama (analiz) dairesi tarafından damgalanması, ancak diğer ülkelerde genellikle gayri-resmi ayar damgalamaya başvurulmaktadır.

Ayar Kontrolü: Değerli metal karışımlarının saflığının belirlenmesi için değerli metal alaşımının, külçe, ingot, döküm ürünlerinin ve özellikle altın takıların analizi.

Ayar Taşı Suyu: Küçük işlemden doğan çizik, sıyrık, eğe izleri ve ateş lekelerinin giderilmesi için kullanılan doğal, yumuşak kayağantaşı. 2 mm ile 25 mm2 arasında değişen küçük çubuklar halinde tedarik edilebilir. Suya batırılarak el eğesi gibi, genellikle pomzadan sonra ve cilalamadan önce kullanılır.

Baget: Değerli taşların dikdörtgen pirizma halinde kesilmiş şekli

Bağlantı Kaynağı (Yada Sızdırmaz Kaynak): Elektronik bir kontrol aygıtıyla sıralanan nokta kaynakların üst üste bindirilmesiyle kesintisiz sızdırmaz kaynak oluşturan art arda gerçekleştirilen nokta kaynak uygulaması; tek nokta kaynakta olduğu gibi, elektrotlar çubuk değil, disk olabilir.

Başlık/Uç (Şalümoyla Kaynatma): Alev çapını kontrol eden gaz/oksijen karışımı çıkışının türünü (başlık-karışık ya da enjeksiyon-karışık) ve büyüklüğünü açıklar. Gaz hızı, alev uzunluğunu kontrol eder.

Başlık: Başa konulan süseşyası tepelik.

Besleme: Döküm katılaştıkça meydana gelen büzülmenin telafi edilmesi için, döküm yolu, döküm ağızlarından erimiş durgun metalin döküm kalıplarına beslenmesi için gereken işlem. Ağırlıktan kaynaklanabilir, aksi takdirde basınçlı olabilir. Beslemenin yetersiz olması, poroziteye ve çekilme boşluğu kusurlarına yol açar.
Beyaz Radyasyon: Tayfın görülebilir ışık aralığında bulunan, dalgaboyu karışık radyasyon (sözgelimi 400-750 nm). Bu radyasyon bazı dalga boyu tepe değerlerini (renk şeritleri) içerebilir, ayrıca kızılötesi ve morötesi radyasyonla da ilişkilidir.

Bezel: Elmasın pırlanta kesiminde tabla üzerinde oluşturulan en büyük yüzeyli sekiz fasetin adı.

Bezeme Süsleme, dekore etme

Bileği Taşı: Çelik kalemlerin ağzının keskinleştirildiği dikdörtgen prizma şeklinde sert taş

Bileşim Çubukları Eriyebilir çubuklar, yük cilalama tekerlerine, cilalama derilerine uygulanır; mum ya da sabun bağlı ince öğütülmüş oksitlerden yapılır. Renkler, olası oksit ve kesme gücünü göstermektedir.
Bor Nitrit Pırlantaya yakın sertlikte ve 1900 °C üzerinde kararlı, son derece yüksek basınç ve sıcaklıklarda üretilen kızıl kara küp taneleri. Özellikle, elmas ile reaksiyon sorun olduğunda kaplanmış yapışkan madde olarak kullanılır.

Boraks: Teneker diye bilinen boraks, kimyada sodyum tetraborat diye geçer. Kuyumcula r kaynak yaparken alevin alevin hararetini arttırmak ve kaynaklanacak kısmın yağ ve oksitlerden arınması için temizleyizi özelliklerinden yararlanırlar. Kaynak işleminin vazgeçilmez malzemesidir.

Buharla Lehimleme

Cilalama: Genellikle zımparadan sonra, perdah tozu cilalayıcı bileşenleriyle dolu fırça ya da döner tekerler kullanılarak metale parlaklığın kazandırıldığı son bitirme aşaması.

Cimar: Yüksek ayarla üretilmiş takılara antik görüntü ve mat has rengi kazandıran kaplama tekniği güherçile ilave edilerek sodyum klorürlü su ile karıştırılır. Kaplama yapılacak bu obje bu eriğiye batırılarak işlem tamamlanmış olur.
Çapak: Santirfüj veya kum döküm esnasında taşan ve dökülen parçaların ek yerlerindeki fazlalıklara denir.

Çekme: Zımbanın levhayı bir kalıptan iterek geçirdiği, ancak, levhanın çevresinin radyal çekmenin engelleneceği şekilde sınırlandırıldığı bir levha presleme işlemi. Oluşan şekil, zımbanın çevresine çekilir.

Çentik: Testerenin açtığı gerçek yarık ya da kanal; ayrıca, malzemenin kesme genişliği ve hacmi de maden talaşı haline getirilir.

Çırak: Çerağ-Işık-mum sanata meraklı aydınlatılması gereken yetenek ve kaabiliyeti keşfedilmiş çocuk.

Dildırma (dekapaj) Dökümden, işlemeden ya da genellikle kaynaklamadan sonra, seyreltik asit ya da dekapaj banyosuna daldırılma yoluyla, yüzeydeki oksitlerin ve eritken maddelerin metalden çözülerek atılması işlemi.

Daldırma Duvarın kendi kalınlığını doldurmasına izin verilen boru-çekme türü (mandrel çekmenin aksine). Genellikle, gerçek duvar kalınlığı artar.

Derece: Pimlerle birbirine bağlanan dişi erkek çerçeve

Derin Çekme Derin presleme işlemi; zımba, levhayı kalıptan iter ve levhanın kenarının yarıçaptan kontrollü basınç altında çekilmesine neden olur; böylece nispeten derin şekiller oluşturur. Boru oluşturma işleminin başlatılması için kullanılabilir.

Derin Kalem: Kafkas kalemi de denilen bu stil, zemini oyularak motifleri kabartılan bir mücevher bezeme tekniği
Diamantin Elmas tozundan değil, kireçlenmiş alüminyumdan yapılmış cilalama tozu.

Divanhane: Osmanlı döneminin yüzük modası. Otası tektaş kenarları elmaslarla çevrili büyük boy yuvarlaktaşlı yüzüklere verilen isim
Domlama (Kertme) Kubbeli bir çukur oluşturmak için blok halinde eş küresel oyuk
içerisine küre uçlu keskiyle levha ya da dairenin çekiçlenmesi. Kırpma sonrası, iki eş kubbe içi boş bir küre oluşturacak şekilde lehimlenebilir.

Döküm Tanesi Küçük parçalar ya da taneler oluşturmak için, erimiş maddenin yavaş yavaş suya dökülerek küçük çakıl taşı büyüklüğünde parçalara bölünerek eritme ve alaşım yapıını kolaylaştıracak şekilde hazırlanan metal ya da alaşımlar. Kesilmiş hurda levhaları, yeniden-eritmenin daha kolaylaştırılması için tane haline getirilebilir.

Döküme elverişlilik Bir alaşımın eriyebilme, kalıba dökülebilme, yeterli akışkanlığı sağlayabilme, kalıp boşluğunun tam şeklini alabilme ve çatlamadan kalıptan çıkarılabilme özelliği. Tek, basit bir testle ölçülebilmesi zordur.

Döner Döküm Erimiş madenin, döner kolun ortaya yakın kısmından çevredeki kalıbın içerisine enjekte edilmesi için merkezkaç gücünden yararlanılan döküm yöntemi. Kollar, helezoni yay biçiminde ya da elektrikli olabilir, genellikle, erimiş madde sıcaklığıyla tetiklenen döküme hazır sinyal ayarının alınmasıyla çalışır.
Doönme Metal levhanın, istenen şeklin üzerine güç uygulanarak döner levhaya göre düz bir aletin itilmesiyle devir yüzeyleri haline getirilmesi. Oluşan duvarı inceltebilir ya da kalınlaştırabilir. Altın alaşımların çoğunun iyi yanıt vereceği bir dövülebilirlik ve süneklik gerektirir.
Dövme/Dövme Blok Çeşitli genişlik ve derinlikte D-Bölme olukların kesildiği çelik bloklar. Boru bölme yapımına başlandığında şeritlerin sivri oluk şeklinde çekiçlenmesi ya da bölme ya da çubuk bölmelerin ayarlanması için kullanılır.
Dövülebilirlik Aşırı işlem sertleşmesi ve çatlama olmaksızın, yoğun olarak çekiçlenebilme ya da haddelenebilme (yuvarlanabilme) özelliği. Dövülebilirlik, genellikle sıcaklıkla birlikte artar.
Dövülmüş Yarıbitmiş Ürün Döküm külçe ile yararlı ya da standart büyüklüklerde saklanan bitmiş parçalar arasında yer alan ürünlerdir, genellikle, levha, yaprak, sarılı şerit, daire, çubuk, bar, bölme halindedirler, çoğunlukla tavlanmışlardır ancak yarı-sert olabilirler.
Elektroformlama Özel olarak formle edilen elektro-kaplama çözeltileri kullanılarak elektrikle iletilen biçimle alt damarlar (katod) üzerindeki metal tortu (çökelme). Parça duvarı, alt damarın çıkarılmasına izin verecek kalınlıktadır. Bu parça, daha sonra, altın takı bileşeni olarak kullanılabilir.

Elektrolit: Suda elektrik akımını ileten çözeltiler oluşturan madde

Elektroliz: Elektrik enerjisinin kimyasal enerjiye dönüşmesi esnasında meydana gelen işlem maddelerinin elektrik yardımıyla ayrıştırılması

Faset: Pırlatnın yüzeylerine verilen isim

Filigran (Telkari) Altın- gümüş metal üzerine yine ince yassı metal tellerden belli süs ve bezeklerin yapılmasıdır. Bu teller düz, zikzag burmalı, spiral ve örgülü olabilir. Telkari diye bilinen bu teknikle vav, kake diye isimler alırlar

Fire: İşlenme anında meydana gelen metal kayıpları

Gısbit Mıhlama çapağı

Grafit: Ametal, toz karbon

Granülasyon Teknik: . Altın ve gümüşten yapılmış çok küçük küreciklerin dekaratif tarzda dizilmelerinden meydana gelen işlemlerdir

Güherçile: Barut

Güverse: Altın ve gümüşten yapılan minyatür kürecik

Hadde: Büyüktem küçüğe delikleri numara numara küçülen teli çekerek inceltmede kullanılan çelik alet

Hakkak: Çelik kalemlerle metal üzerine yazı yazan kalemkar

Halhal: Ayakbileğine takılan zilli süs eşyası. Ayak bileziği

Hamlaç: Üfleme borusu. Şalümonun L şeklinde alev çıkaran ayarlı boru kısmı

Hızma: Harizma burun deliğinin yanına takılan süs eşyası

Hurda: Üertim sırasında işlemdışı kalmış toz, parça ve madenler ve kullanım değerini yitirmiş, eritilerek işleme sokulacak takılar

İizabe: Eritme. Metallerin pota içerisind ateşte ısıtılarak sıvı hale getirilmesi işlemi

Kabaşon: Alt tarafı oyuk değerli ve traşsız taş

Kakma: Çelik kjalem yardımıyla çökertme tekniği

Kal: Toprak ve kilden hazırlanan çukurda kömür ateş yardımıyla metal külçelerin eritme işlemi


Katmer: Metal astar ve levhaların üzerinde oluşan kabuk

Katot: Elektroliz işleminde (-) kutup)

Kontür: Mücevherlerin üst kısmı olan montürü alttan destekleyen işlenmiş kafesli parçanın ismi

Kostik: Sodyum hipo sülfat

Külçe: 24 ayar som altın

Kültüve: Havuzlarda istiridyenin içine boncuk konulup bekletilerek üzeri sedefle kaplanınca elde edilen suni incilerin ismi

Küpe: Kulağa takılan süs eşyası.

Lahit: Kafkas Kalemkar ustalarının çelik üzerine altın kakma tekniği. Demir üzerine açılan kanalların ağızları dar, dipleri geniş tutularak hazırlanır. Bu kanallara saf altın çekiçle çakılır. Altınlar iyice yerleştiktan ve çapaklar alındıktan sonra demir harlı alevde ısıtılır. lav zamanı yağa sokularak su verilir.

Lal: Kırmızı renkte süstaşı, alininyum oksit

Lületaşı: Beyaz krem renginde kolay yontulabilen bir kalker

Malgama: Altın gümüş gibi metallerin civa ile yaptığı alaşım. Civa yaldızı tombak

Markiz: Mekik şeklinde traşlanmış taşlara verilen ad.

Martela: Geniş astar yüzeyleri kalemle düzeltme işlemi

Maskala: Metal yüzeyleri parlatan çelik çubuk

Mihenk: Kalsedon taşı. Altın ayar tespitinde kullanılır.

Mikron:: Kalınlık ölçü birimi 1mm=100 mikrondur.

Milyem: 24 ayar altının 1000 milyem olduğu düşünülerek altın alaşımlarının bu değerlere göre tespiti

Montür: Taşların monte edildiği mücevherin üst kısmı

Nakkaş: Nakşeden nakış yapan bezeyen usta

Necef: Dağ kristali, mühür yapımında kullanılır.

Nişadır: Amonyak tuzu- Amonyum Klorür

Nitrik Asit: Kezzap

Oksit: Havadaki nem ile metallerin üzerinde oluşan pas

Ons: 31,1 gramlık ağırlık ölçüsü

Pafta: Kuyumcuları küçük boy vida yaptıkları alet

Perdah: Metal üzerindeki pürüzlerin eğelerle rendelerle düzeltilmesi
Pertavsız Büyüteç

Pırlanta: Elmasın traşlanarak prizmatik özelliği kazandırılmış hali

Pandantif: Sarkıtma gerdanlığa verilen isim

Pomza: Isıl işlemler yapılırken mücevherin çabuk ve kolay parlamasını sağlayan yağlı pomad

Ramat: Kuyumcu atölyelerinin çöplerinin toplanarak eritilmesi işlemi

Rastlama: Yaslama tekniği ile altın mıhlama işlemi

Rodaj: Rodyum kaplama

Round: Yuvarlak

Roza: Foyasız olarak traşlanmış elmaş. Felemenk de denir.

Rubi: Yakut

Şalümo: Isıtıcı Hamlaç

Talaz: Dalga bezeme. Kıvrık bezeme şeklindeki motiflere verilen ad.

Tav: Altın- gümüş metallerin ısınma kıvamı

Telkari:tekrar bkz. Filigre İnce tellerle bezem tekniği

Teneker: Sodyum Tetra Borat. Boraks

Tezyinat: Süsleme dekore etme işi

Tombak: Bakır üzerine altın, civa malgamasıyla yapılan kaplama işlemi civa yaldızı

Usta: zanaatta yüksek becerisi olan

Vakum: Santrifüj döküm yapılacak alçı derecelerinin içinde hava kalmaması için havanın emilmesi işlemi

Yaldız: İnce kaplama . Elektroliz tekniği ile metalleri değerli metallerle kaplama işlemi

Zebercet: Sarı yeşilimsi krizolit

Zer Altın

Zerger Kuyumcu

Zergeran: Savat yapan usta

Zernişani: Kakma ustası

Zift: Reçine, horasan, asfalt ve yağ karışımından oluşan, kuyumcuların üzerinde
altın gümüş levhaları yapıştırarak işledikleri pomad

Ziynet: Altn gümüş ve değerli taşlarla yapılan süs eşyası

Zümrüt: Yeşil renkli berilyum silikat değerli kristal cevher

Ag: Gümüşün (argentum) kimyasal simgesi

Agat Taşı: Koyu renkli sert bir taş

Alafranga: Mıhlamacılıkta altı açık çeşitli yuvalara taş takma tekniği

Alametifarika: Ürün üstünde ürünü yapan veya satan kişi veya kurumun kimliğini belirten işaret patent

Alaşım: Halita. İki veya daha fazla madenin eritilerek oluşturduğu bileşim.

Alaturka: Mıhlama işlmelerinde, taşın foyalı kabara içine sıvama tekniği ile yerleştirilmesi

Alman Gümüşü: Bakır, birinç ve %20-25 oranında çinko alaşımı.
Amonyak: Azot ve hidrojen bileşimi, keskin kokulu bir gazKir ve yağ sökücü olarak kullanılır.

Au: Altının kimyasal simgesi

Ayar: Konu edilen metalin kendi cinsinden saflık derecesinin matematiksel ifadesi
Beşibiryerde: Sarrafiye ürünü. Osamnlı ve cumhuriyet dönemine ait, beş altın lira gramına eşit altın paranın halk arasındaki ismi

Boşaltma: mıhlama işleminde kullanılan yarım yuvarlak uçlu çelik kalem.

Bronz: Bakır ve çinko alaşımıdır. Bakır, pirinç, çinko alaşımına da aynı ad verilir.

Brose: Takılarda matlaştırma amaçlı aşındırıcı sert keçe.

Broş: Süs iğnesi olarak kullanılan takı

Cd: kadmiyumun simgesi kuyumculukta kaynak oluşturmada kullanılan katkı maddesi

Cevahir: Arapça'da cevherin çoğul hali. Elmas yakut gibi değerli taşlardan üretilmiş mücevher

Cu: Bakır'ın kimyasal simgesi

Cullinam: Armut kesimli beyaz renkte ve 530,20 kıratlık dünyanın en büyük elması

Cüruf: Eritilen maddenin boraks, karbonat ve nişadırla temizlenmesinden sonra kalan ramatlık artığı. Kal sistemiyle geri dönüşüm sonrası oluşan posa

Çapla: Mıhlayıcılıkta kullanılan düz ağızlı çelik kalem

Çift: Küçük maşa görünümünde tezgah ve kaynak işlemlerinde kullanılan kuyumcu aleti.

Çörüşme: Isıl işlemve kaynak işlemlerinde, maddenin fiziki görünümünün bozularak pürüzlü hale gelmesi

Dürtme: Mıhlama işlemlerinde kullanılan yuvarlak uçlu çelik kalem

Dolap: Takının cila öncesi bilye ve iğnelerle parlatılması işlemi.

Engele: Mıhlama işleminde kullanılan, üçgen ağızlı çelik kalem

Faseta/Faset: Pırlanta kesimleri sonucu oluşturulan yüzeyler

Füsur: Genellikle yuvarlak ve küre biçiminde, metale taş yubvası açma ve pürüz temizleme işleminde kullanılan freze uçları

Gemoloji: Değerli taş bilimi

Gemolojist: değerli taş bilimiyle uğraşan uzman kişi

Gısbit: Mıhlama işlemi sırasında oluşan maden talaşı

Gravür: Ramat işlerinde kullanılan teknik. Fransızca oyma anlamına gelir. Kalem işleri sırasında verilen fireyi fade eder.

Grippe: Değerli taşlarda "eski kesim" olarak bilinen taş kesim şekli

Gursun: Altın-gümüş zemin üstüne vurma işlemiyle halkalar oluşturularak yapılan kumlama tekniğinde, tığ kalınlığında ucu pyuk çelik zımba

Hanut: İşyeri dışındadki kişilere, getirdikleri müşterilerin alış verişlerinden verilen yüzde. Komisyon

Hap: Altın ve gümüş içi boş top ve bu toplardan oluşan süzme tekdüze takı.
Heştek Metal Parçalarla yarım yuvarlak, top ve taş yuvası yapımında kullanılan çeşitli boylarda oyuk demir alet.

In: Indiyum'un kimyasal simgesi.

Ir: İridyum'un kimyasal simgesi

Isıl işlem:/tavlama Madenlerin genişleme özelliklerini yitirmeleri halinde ısıtılarak yumuşatılması işlemi

Işıl işlem: Madenin parlatılması işlemi. Üretimin son aşaması. Cila

İfraz: Ramat ve bozuk alaşımlı maddenin tekrar kullanılabilir hale getirilmesi işlemi. Maden arıtma tekniği

İzabe: Grafit potalarda madenin eritilme işlemi

Kabara: Altı kapalı, yarım yuvarlak foyalı elmas taş yuvası.

Kafkas Kalemi: Desenlere kabartma görünüm kazandırmak amacıyla zemini çelik kalemlerle oyma tekniği.

Kalemkar: Altın ve gümüş metal üzerine, çeşitli çelik kalemlerle yazı ve desen çizen

Kalfa: Çırak ve usta arasında üretim elemanı. Usta adayı

Katmer: Metal üzerinde eritme veya alaşım hatası sonucunda oluşan hava boşluğu.
Metal kabuğu

Kaynak: İşlem yapılacak metalin kendi cins ve ayarında yumuşatılmış hali

Kitlekleme: İnci, mercan,kehribar gibi ürünleri ipek düğümlü iplere dizme işlemi.

Klips: Zincir, kolye,inci, mercan gibi kol ve boyunda kullanılan takılarınsabitlenmesini sağlayan özel anahtar.

Körük: Yakıt olarak genellikle benzinin kullanıldığı, ayakla basılan bir körüğün sağladığı hava ile çalışan klasik şalümo

Kral Suyu: Selenyum asidi. Altın ve diğer bütün kimyasal bileşiklerini etkileyen 1 litre nitrik asit ve 3 litre hidroklorik asit bileşimi.

Kubbe: Kal sistemiyle elde edilen altın ve gümüşe verilen isim.

Kumlama: Klasik ve modern yöntemlerle takıya mat görünüm veya kalem işlemlerinde görünüme belirginlik vermek amacıyla zemine verilen ince kum vurma işlemi

Lamba: Küçük bir gaz deposunun ucundaki alevin ince bir çubukla işleme sokulduğu klasik şalümo

Lehim: Düşük ısıda eriyebilen, düşük dirençli, kalay ve kurşun karışımı bir çeşit kaynatıcı

Lonca: Osmanlı döneminde, günümüz odalarının işlerini üstlenmiş, manevi değerlere bağlı esnaf birlikleri

Lup: Mercek. Başta taşların değerlendirmesi olmak üzere metaller üzerinde damgalama ve ince ayrıntların incelenmesine yardımcı alet

Lüle Taşı: Kolayca yontulup işlenen, beyaz renkli magnezyum silikat. Eskişehir taşı.

Deniz köpüğü
Malafa Demir bakır alaşımları veya ahşaptan üretilmiş, üzeri düz

Malgama: Taombak. Cila yaldızı. Altın ve gümüşün civa ile yaptığı alaşım.

Maskala: Metal yüzeylerin parlatılmasında kullanılan çelik çubuk

Mengeç: Metal yüzeylein parlatılmasında kullanılan çelik çubuk.

Mihengir: Nesnelereistenilen ölçüde paralel çizgiler çizmeye ve uzunluk süresini kontrole yarayan ölçme aracı

Mihenk: Altın ayar tespitinde kullanılan denek taşı. Kalsedon taşı.

Mine: Dövülmüş renkli cam kırıklarının metal üzerinde hazırlanmış yuvalara fırınlanarak doldurma tekniği.

Miskal: Kuyumculukta özellikle inci gibi ürünlerde kullanılan 4,8 gr'lık ağırlıkölçüsü birimi. Birbuçuk dirhem değerinde eski ağırlık ölçüsü birimi.

Montür: Dar anlamda taşların konduğu, mücevherlerin üst kısmı. Geniş anlamında ise takı, sade işleminin bitmiş hali.

Mücevher: Değerli taşlarla bezenmiş süs eşyası

Ni: Nikel'in kimyasal simgesi

Niello: Savat

Oksit: Hava neminin metal yüzeyinde oluşturduğu katman

Pafta: Metal çubuk ve borularla diş açan alet

Pandantif: Genellikle sarkıntılı gerdanlıklar için kullanılan ad.

Palmer: Mikrometre. Metallerde kalınlık ölçü aleti

Patina: Bakır çalığı. Bakırın hava nemi, oksijeni ile reaksiyonu sonucu oluşan, yeşil renkteki bakır karbonat.

Pb: Kurşun'un kimyasal simgesi.

Pd: Paladyum'un kimyasal simgesi.

Perçin: İki veya daha fazla levhayı birbirine bağlamak için çivinin ezilerek baş durumuna getirilen ucu. Kuyumculukta takının oynak bölümlerinde kaynağın sakıncalı veya gereksiz görülmesi halinde, metalin kendi cinsinden bir telle sabitlenerek, telin her iki ucunun şişirilmesi işlemi.

Peregrina: 34 kırat ağırlığında, armut biçiminde, dünyanın bilinen en büyük incisi.

Pevla: Mühür mumu bir birim golamalk, iki birim reçine ve bir birim üstübeç karışımı olan, mıhlama ve kalemkarlıkta kullanılanan yapıştırıcı.

Pirinç: Bakır ve % 45 çinko ile yapılan alaşım.

Pota: içinde metal eritilen grifit özel kap.

Prototip: Anakalıp. Dökümhanede kavuçuğa alınarak seri üretime geçilecekürünün sadekar tarafından üretilmiş orijinal hali.

Pt Platinin kimyasal simgesi

Ramat: üretim sırasında engellenemeyen maden kayıplarının atölyenin çöp ve atıklarından geri dönüşümünü sağlama amaç ve tekniği

Raspa: Özellikle taş yuvası ve metal üzerindeki pürüzlerin giderilmesi işlemlerinde kullanılan, sivri uçlu, keskin kenarlı oluklu üçgen alet.

Rastlama: Mıhlama işlemlerinde yaslama tekniği

Regent: 140,50 kıratlık dünyanın bilinen en temiz elması

Rodaj: Rodyum kaplama

Roza: Felemenk. Bir tür elmas yontum şekli.

Sarrafiye: Yeni ve ticarti serbest eski altın para alım satımlarıyla uğraşan kuyumculuk bölümü

Savat: Neiello. Gümüş üzerine özel bir teknikle, kurşun kullanılarak yapılan nakış.
Kara nakış.

Sedimantasyon: Çökeltme

Sıvama: Mıhlamacılıkta, taşın tüm çevresinin metalle kapatılarak gerçekleştirildiği mıhlama tekniği

Sn : Kalay

Süblime: Siyanür

Şalümo: Şalamo, Şaloma: Kaynaklama ve ısıl işlemlerde kullanılan, değişik tekniklerle alev üretici alet.

Şarnel: Kuyumculukta tek başına veya çeşitli ürünlerde eklenti olarak, geniş bir kullanım alanına sahip, madenin kendi cinsinden oluşturulmuş boru.

Takoz: Kuyumcu tezgahında testere ve tesviye işlemlerinin gerçekleştirildiği ahşap çıntı. Mecaz anlamda "külçe" halindeki maden.

Tav: İşlenecek metalde bulunması gereken ısı ve nemin yeterli olması, işlemler dırasında sertleşmiş madene tekrarişlenebilir özellik kazandırma.

Telkari: Çok ince tellerle oluşturulan desenler ve ve bu desenlerden takı oluşturmak için kullanılan özel üretim tekniği

Tezyin: Bezene. Süsleme. Dekro verme

Tezyinat: Bezekler, süsler.

Tire: Fırçalarla parlatılmayan takıların parlatılması amacıyla, bir ucu sabitlenmiş pamuk ipliği için kullanılan terim. İp üzerine sürülen parlatıcılarla yapılan işleme tirelemek denir.

Tor: Şalümo alevinin metalin alt ve yanlarına etkisini arttıran, amyant ve ürün arasında kullanılan örgülü demir tel.

Tunç: Kalay, bakır karışımı.

Varak: Altın gümüş gibi madenleri, döverek oluşturulan ince metal yaprak.

Yaldız: Takıda, cila fırçalarının ulaşamadığı bölümlere, yüksek ayar parlak görünüm kazandırılma işlemi.

Zaç yapı: Sülfirik asit. Madenler üzerindeki oksit, yağ ve kirden arındırılması işleminde kullanılan temizleyici alet.

Zn: Çinko'nun kimyasal simgesi.

Lava